Saç Ekimi
Saç Ekimi için son teknoloji uygulamaları ve profesyonel ekibiyle hizmet veren İstanbul Saç Ekim Merkezi Zen Poliklinik, 2023 yılında güçlü, hacimli ve doğal görünümlü saçlara sahip olmanız için hizmetinizde
Saç ekim işlemleri son derece titizlikle ve profesyonel bir biçimde, konusunda uzman kişiler tarafından yapılması gereken bir uygulamadır. Birden fazla saç ekim şeklinin bulunması, sizlere en uygun saç ekim yöntemlerinin gerçekleştirilmesinde avantajlar sağlamaktadır.
Saç Ekimi için son teknoloji uygulamaları ve profesyonel ekibiyle hizmet veren İstanbul Saç Ekim Merkezi Zen Poliklinik, 2023 yılında güçlü, hacimli ve doğal görünümlü saçlara sahip olmanız için hizmetinizde
DAHA FAZLASI
Uzman ekip ve ekipmanlarla kalıcı ve etkili uygulama sonucu doğal ve yoğun saçlara kavuşacaksınız. Son yıllarda en çok tercih edilen ağrısız ve acısız Safir FUE Saç Ekimi Zen Poliklinik’te!
DAHA FAZLASI
Devrim niteliğindeki DHI Saç Ekimi tekniği ile tamamen ağrısız ve acısız yöntemle saçlarınıza yeniden kavuşturuyoruz! Uzman ekip ve son teknoloji cihazlarla Zen Poliklinik, Ataşehir’de hizmetinizde!
DAHA FAZLASI
Kadınlarda Saç Ekimi işlemlerinizi güvenle yaptırarak. Dolgun ve hacimli saçlarınıza Zen Poliklinik uzman saç ekimi hekimleri ile yeniden kavuşun
DAHA FAZLASI
Soft FUE Saç Ekimi ile canlı, yoğun ve hacimli saçlar! Saç köklerinde canlanma ve hücre yenilenmesi sağlayan Soft FUE hızlı ve etkilidir. Uzman ekibimiz en doğru çözüm için sizleri Zen Poliklinik’e bekliyor!
DAHA FAZLASI
Bölgesel olarak uygulanabilen Saç Mezoterapisi avantajlı fiyatlarla İstanbul'da Zen Poliklinik'te Kadın ve erkekler için sağlıklı saç kökleri artık hayal değil.
DAHA FAZLASI
Saç growth faktör diğer adıyla büyüme faktörü tedavisİ ZenPoliklinik uzman ekibi tarafından en etkili yöntemlerle uygulanmaktadır.
DAHA FAZLASI
Kaşlarda dökülme ve şekil bozukluklarının artık çaresi var! Zen Poliklinik’in profesyonel yöntemlerle gerçekleştirdiği Kaş Ekim işlemi ile doğal ve estetik görünümlü kaşlara kavuşabilirsiniz.
DAHA FAZLASI
Sakal Ekimi işlemi ile daha gür ve belirgin sakal görünümüne kavuşturuyoruz! Bölgesel olarak uygulanabilen istanbul'da en iyi fiyatlarla Sakal Ekimi Zen Poliklinik'te!
DAHA FAZLASI
Saçlar, geçmişten bugüne insanlarda sağlığın, canlılığın, çekiciliğin ve gücün bir simgesi olarak ön plana çıkmıştır. Bu nedenle saçların dökülmesi erkekler ve kadınlar için oldukça ciddi psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Saç dökülmesinin genel adı Alopesi’dir. Saç ekimi uygulaması ile tedavi edilen Alopesi formu ise androgenetik alopesi olarak adlandırılır.
Saç ekimi önemli boyutlara gelmiş ve neredeyse bu yöntem ile ekilen saçlar doğal bir görüntü kazanmıştır. Bunun yanında gelişen mikro cerrahi aletler ve edinilen tecrübeler saç ekimi uygulaması ile etkili sonuçlar elde edilmesini sağlamıştır.
“Bu yazımızda sizlere en güncel saç ekimi yöntemleri ve bu yöntemlerin hasta tercihine olan etkilerinin yanı sıra kullanılan teknikler içerisindeki yenilikler ve endikasyonlar konusunda geniş çaplı bir değerlendirme yer almaktadır.”
İlk zamanlarda saç cerrahisi ile donör bölgeden 4 mm çapında büyük delgiler ya da diğer adıyla punchlarla elde edilen greftler nakledilmekteydi. Ayrıca daha çok bıyık, kaş ve sakalda bulunan skarlı alanlar üzerime ekim yapılmaktaydı.
1943 yılına geldiğimizde ise Dr. Tamura günümüzde bulunan tekniklere çok yakın bir uygulama ile sadece tek bir kıl içeren greftler aracılığı ile pubik bölge üzerine transfer yapmayı başarmıştır. Ancak 1945 yılında 2. Dünya savaşının baş göstermesi ile Batı Dünyası oldukça uzun bir süre Dr. Tamura'nın geliştirdiği yöntemden haberdar olamamıştır.
1959 yılında ise Dermatolog Dr. Orentreich, günümüz saç cerrahisinin bilimsel temelini meydana getirecek “donör dominansı” ve “alıcı dominansı” gibi kavramları tanımlayarak saç ekimi konusunda çalışmalara başlamıştır. Saç ekiminde 1980’li yıllara kadar 4 mm çapında delgiler kullanılmasının ardından belirli bir süre sonra Katalan Dermatologlar, geliştirdikleri greft teknikleri ile hem mini hem de mikro saç ekimi yapmaya başlamıştır. 1994 yılına gelindiğinde ise saç ekimi tekniği Dr. Bobby Limmer tarafından büyük ölçüde değiştirilmiştir. Bu yöntem stereomikroskop ve aynı zamanda strip diseksiyonu ile 1, 2 ve 3 kıldan oluşan greftlerin transferlerinin yapılmasına olanak sağlamıştır.
Son olarak 1996 yılında Dermatolog olan Dr. Bernstein ve Dr. Rassman ikilisi kıl gruplarını folliküler ünite (FU) şeklinde tanımlamış ve bunun ardından doğal sonuçların meydana geleceği saç ekimleri yapmak mümkün hale gelmiştir.
Konsültasyon, saç ekimi sürecinde elde edilecek olan başarıda oldukça önemli büyük bir önem taşır. Doktor ya da hasta için yapılacak işlemlerin planlanması ve bu işlemler sonucunda ne kadar başarı sağlanıp sağlanamayacağı konusunda bilgi verir.
Özellikle genç kadın ve erkeklerde özgüven probleminin sık yaşanması nedeniyle hastaların gerçekçi beklentilerine dikkat edilmesinde fayda vardır. Genel olarak erkek AGA için tanısal bir teste ihtiyaç duyulmaz, ancak AGA dışında kalan durumlarda ayrıcı tanının kesinlikle yapılması gerekir.
Saç dökülmelerinde öncelikle güncel durumun göz önüne alınması ve buna bağlı olarak ilerleyen zamanlarda oluşabilecek durumun tahmini yapılarak işlemlerin gerçekleştirilmesi gerekir. Minyatürizasyonun ergenlik çağında başladığı hastalar, 20’li yaşlara geldiğinde saçlarında önemli derecede bir kayıp yaşar. Bu nedenle saç ekimi ile kazanılacak net kazancın hesaplanmasında ekilen saçlardan dökülen saçlar çıkarılır. Ayrıca elde edilen bulgular ışığında ise hastaların hem erken hem de geç dönem beklentileri tekrar değerlendirmeye alınmalıdır.
Her kadın ya da erkek herhangi bir şekilde cilt rengi veya kıl tipi ayrımı olmaksızın saç ekimi konusunda uygun bir aday olabilir. Buna göre fizik muayene sırasında saçın tipi (düz, dalgalı, kıvırcık), saçın kalınlığı (kalın, ince) ve donör sıklığı densitometreden faydalanılarak (FU/cm2) tam olarak değerlendirilmelidir.
Diğer yandan kellik derecesinin de net bir şekilde ortaya konması ve değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda erkekler için Norwood sınıflaması, kadınlar içinse Ludwig sınıflaması kullanılır.
Ayrıca gelecek dönemlerde ortaya çıkabilecek saç dökülmeleri konusundaki riskleri tam olarak belirlemek ve minyatürizasyonu da ayırt etmek amacıyla dermatoskop kullanımı büyük oranda fayda sağlar.
Yapılan işlemlerin sonucunda kalın ve dalgalı saçlı hastalar düz ve ince saçlı hastalara oranla belirlenmiş olan ve aynı sayıdaki greft sayılarında çok daha hacimli bir sonuç elde eder.
Diğer yandan donör yoğunluğu genel olarak beyaz ırk için 60-100 FU/cm2 şeklindedir. Buna göre 40 FU/cm2’den az olanlar için donör yoğunluğu kötü olarak kabul edilir.
Hastanın yaşadığı saç dökülmesi durumu göz önüne alınarak her zaman en uygun zamanlamanın yapılması önem arz eder. Dr. Bernstein Norwood'un saç ekimi için en uygun zaman ile ilgili yaptığı tespitlere göre tip 3 ve üzeri saç dökülmesi modellerinin saç ekimi için daha uygun olacağını belirtmiştir. Bunun yanında 20 yaşından küçük olan hastaların saç cerrahisi adına çok genç kabul edildiklerini ve bu nedenle saç ekimi için uygun bir aday olmadıkları görülmüştür.
Anestezi: Saç ekim uygulamaları yalnızca lokal anestezi ve sedatiflerle de birlikte işleme alınabilir. Genel olarak adrenalin içeriklere sahip olan formların kullanıldığını belirtmek mümkündür. Saç ekimi konusunda en yüksek risk taşıyan bölüm bu kısımda olarak karşımıza çıkar. Çünkü uygulama sırasında tercih edilen lokal anestetikler nedeniyle güvenli doz seviyeleri aşılırsa ya da bu anestetiklerin yanlış bir şekilde inravasküler enjekte edilmesi halinde hayati risk taşıyan durumlar meydana gelebilir.
Köklerin elde edilmesi: Modern ve gelişmiş bir saç ekimi uygulamasında hem strip eksizyonu follicular unit transplantation (FUT) hem de follicular unit extraction (FUE) yönteminde ultra rafine seviyede bulunan FU’ların tercih edilmesi önem arz eder. Çünkü yalnızca bu şartlar altında doğal saç ekimi mümkün olur.
Strip exizyonu: Donör bölge üzerinden alınan 25 - 30 cm arasındaki bir uzunluk ve bunun yanında 1 - 1,5 cm genişlikte olan deri grefti aracılığı ile bir saç kökünün alınması olarak tanımlanır. Greft mikroskop kullanılarak alanında uzman ve deneyimli teknisyenler tarafından FU’lara ayrılır. Bu sırada strip kıl kökleri ve yağ dokusu içermesi gerektiği için yüzeysel olarak alınmasında fayda vardır. (yani sinir ve vasküler hasardan kaçınmak gerekir). Daha sonra ise oluşan yaraların tek ya da iki kademeli olacak şekilde kapatılması gerekir. Donör bölge üzerinde meydana gelecek skarın görünürlüğünü en aza indirgeme adına geliştirilmiş bir teknik olan Trikofitik kapama, bu konuda oldukça etkili sonuçlar ortaya koyar. Trikofitik kapama alt tabaka kapatılmasının ardından alt ya da üst yara kenarında bulunan epitel dokunun 1 mm derinlikte eksizyonu olarak karşımıza çıkar. Böylece skar dokusundan kıl çıkması sağlanır ve kısa saç modellerinde dahi görünür bir skar oluşumu tamamen engellemiş olur.
Greftlerin hazırlanması: Elde edilen strip (şerit) serum genellikle fizyolojik ya da hazırlanmış özel bekletme solüsyonları içerisinde bekletilir. Bunun yanında greftler her zaman mikroskop kullanılarak ve mikro cerrahi aletler yardımı ile FU adı verilen yapılara ayrıştırılır.
FUE: Cerrahi alanında ortaya çıkan eğilim genel olarak en düşük oranda travma ve skar ve bunların tam aksine en hızlı iyileşme süreci yönündedir. Saç ekiminde bahsetmiş olduğumuz bu üç durumdan en çok etkilenen bölgenin donör olduğunu söylemek mümkün olur. Bu nedenle geliştirilmiş olan bu yeni saç ekim yöntemi FUE olarak adlandırılmıştır. Bu yöntemde eliptik bir strip çıkarmanın ve mikroskop altında in vitro koşullarda FU’lara ayrıştırmanın tam aksine uygun delgiler kullanılır ve in vivo şeklinde donör bölgeden FU’lar direkt olarak elde edilir. Ayrıca FUE tekniğinde greftlerin alınmasının haricinde ekim her zaman FUT tekniğinde yapıldığı gibidir. Bu işlem manuel delgi ya da rotasyona yardımcı olan kablosuz kalem motorlar ya da kablolu motorlar yardımı ile gerçekleştirilir. Uygulamanın manuel olarak ya da motor yardımı ile gerçekleştirilmesi arasında fark bulunmamaktadır. Bu durum sadece yöntemi uygulayan teknisyenin alışkanlığı ile yakından alakalıdır.
Ekstraksiyon (çekip çıkarma) işlemi 3 farklı aşamada yapılır;
1. Tumesan enjeksiyonu: Bu aşamada saçlı deri ile vasküler yapı arasında bir boşluk oluşturulur. Bunun yanında delgi içerisinde bulunan greftin salınmasına da imkan tanınır. Ayrıca 1/75,000 ile 1/150,000 arasında bir değerde yer alan adrenalin içerikleri ile hazırlanır.
2. Çevresel kesi: Bu kesiler saç greftini çevreleme görevi üstlenen dermisin hemen altına inecek bir şekilde meydana getirilen kesiler olarak karşımıza çıkar. Motorla ya da manuel olarak gerçekleştirilir.
3. Ekstraksiyon: Bu işlem forceps yardımıyla iki el ya da iki kişi kullanılarak FU’nun yerinden çıkarılması olarak tanımlanır. Greftler çıkarıldığı sırada %5 ve üzerinde bir oranda koparsa, transeksiyon yani ekstraksiyon sırasında meydana gelen greft hasarı önemli derecede bir kayıp anlamına gelir.
Saç çizgisinin belirlenmesi: 2023 Saç ekimi uygulamasında en önemli aşamalarından biri olarak karşımıza çıkan saç çizgisinin belirlenmesi, sonuçları önemli derecede etkiler. Saç çizgisinin yerinin tam olarak belirlenmesi için çeşitli faktörler ön plana çıkar. Bunlar aşağıdaki gibidir;
İlk olarak yapılması gereken saç çizgisinin yüksekliğini belirlemektir. Bunun yanında saça ait çizginin midfrontalde bulunan kısmının glabellaya olan mesafesi çoğu zaman 7,5 - 9,5 cm arasında değişiklik gösterir. Ayrıca hastanın yüzüne ve sahip olduğu saçların durumuna göre oval, üçgen ya da düz olarak ayarlanması mümkündür.
Alıcı bölgenin hazırlanması, kanalların açılması: Alıcı bölgenin hazırlanması, kanalların açılması: Her ne kadar farklı insizyon aletleri ve bunun yanında farklı teknikler kullanılsa da amaç her zaman elde edilen FU’lar ile hem derinliği hem de genişliği fit kanallar açmaktır. Örnek olarak kısa ve tek kıl içeren zayıf bir FU ile uzun ve 3 kıl içeren güçlü bir FU için aynı büyüklükte kanal açılmaması gerekir. Bunun yanında kanalların açılması için 18 - 22 G özellikli iğneler ya da 0,8 - 1,0 mm genişliğe sahip slit kullanılabilir. Başka bir kanal açma aleti ise farklı boylara sahip olan “Mindi Knife”lar olarak karşımıza çıkar. Bunların yanı sıra kanallar açılırken ortalama 300 – 450 derecede bir açıyla açılması gerekir. Pek çok hasta için 25 - 30 FU/cm2 gibi bir sıklık etkili sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Greftlerin yerleştirilmesi: Greft yerleştirilme işlemleri için genel olarak birbirinden farklı teknikler ve penset ve teknikler tercih edilir. Ancak burada önemli olan en uygun tercihin yapılmasıdır. Ayrıca greft yerleştirme uygulaması saç ekiminin tecrübe ve sabır isteyen en kritik aşamalarından biri olduğunu söylemek mümkündür. Genel olarak bakıldığında greft yerleştirme sırasında 2 ya da 3 asistan görev alır. Ayrıca bu konuda uzman ve deneyimli teknisyenler bir saat gibi kısa bir sürede 400 - 600 arasında greft transfer edebilme özelliğine sahiptir.
AGA dışı saç ekim endikasyonları
Skatrisyel alopesiler: Stabil olarak karşımıza çıkan skatisyel alopesiler saç ekimi uygulamalarında önemli olan diğer endikasyonlar arasında yer alır. Yanık, radyasyon ve travma skarları bunlar bazılarıdır. Ayrıca uygulama önceisnde skarın sahip olduğu kalite ve lokalizasyon hastanın saç ekimi işlemi için uygun olup olmadığı konusunda belirleyici bir rol oynar.
Saç dışı bölgeler: Sadece saç ekimi değil, kaş ve sakal ekimleri de oldukça revaçta olan uygulamalar arasında yer alır. Bu uygulamalarda genelde tek kıl içeren FU’lar tercih sebebi olur. Parietal donör ise tekli kıl içeren folliküllerin yanı sıra ince yapıda kıl içerdikleri için daha çok sakal, kaş ve bıyık gibi transferler işlemlerinde tercih edilir.
Triangular alopesi: Saç ekimi uygulamalarında oldukça yaygın diğer endikasyonlardan biridir. Lezyon içinde inflamasyon ve skar bulunmaz.
Sonuç
Saç ekimi yöntemleri FU’ların keşfedilmesinin ardından tam anlamıyla doğal sonuçların meydana gelmesine imkan tanımıştır. FUE yöntemi sayesinde görünür olarak adlandırılan donör skarına gerek duyulmadan saç ekimi yapmak mümkündür. Ancak bazı hastalarda yeterli donör zenginliği olmadığı ya da açık alanı çok fazla olduğu için tatmin edici sonuçlar almak pek de mümkün olmaz. Bu nedenle gelecek yıllar içerisinde kök hücre çalışmaları ve bunun yanında saç çoğaltma yöntemleri gibi farklı gelişmelerin hayatımızın bir parçası olacağını söylemekte fayda vardır.
Norwood, tip 6 ve tip 7 hastalara FUT ve FUE seanslarının birlikte ya da peş peşe uygulanması gerektiğini ve bu şekilde donörün daha etkin kullanılacağını göstermiştir. Bu uygulamalar sayesinde ise saçsız bölgelerde daha sık ve büyük alanların kolayca kapatılabileceği görülmüştür.
Zen Poliklinikte uygulanan saç ekimi yöntemleri ve tedavileri
Saç ekimi, saç derisinde dökülmenin olduğu bölgeler için uygulanan ve bu bölgelerde saç oluşumunu sağlayan ameliyattır. FUE Saç Ekimi en çok tercih edilen yöntemdir. Son yıllarda Safir FUE Saç Ekimi de oldukça popüler hale gelmiştir.
Saç ekimi, verici alan olan saçlı bölgeden saç greftlerinin çıkarılarak saçsız bölgeye yerleştirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Greftler donör alandan hasta için uygun olan yöntemle alınır ve saçsız bölgeye transfer edilir.
Saç ekimi söz konusu olduğunda tercih edilen ana yöntem FUE (Follicular Unit Extraction) olarak bilinmektedir. Kafanın arkası ve yanlarındaki saç folikülleri DHT'ye daha dirençli olduğundan, foliküller küçüldükçe genellikle güçlü ve sağlıklı tüyler üretmeye devam ederler. Bu sağlıklı foliküller saç ekimi sırasında alınır ve kafa derisinin saçsız bölgelerine transplante edilir. Safir FUE Saç Ekiminin geleneksel yöntemden farklı olmasının nedeni çelik bıçaklar yerine safir uçluk bıçakların kullanılmasıdır.
V şekline sahip olan safir uçlu bıçaklar ile foliküller tek tek kafa derisinin donör alanından çıkarılır. Bu foliküller daha sonra, alıcı bölgede yapılan küçük kesilere yerleştirilir. Teknikte uzman olan cerrah, saç greftlerinin normal saçlarınızın doğal yönünde yeniden büyümesini sağlar. Foliküller, daha önce kel olan bölgede güçlü ve sağlıklı kıllar oluştururlar.
Safir FUE Saç Ekiminden sonra kafa derisi çok hassas olabilir. Birkaç gün boyunca ağrı kesici almanız gerekebilir. En az 2 gün boyunca kafa derisini saran bir bandaj takılması gerekmektedir. Ayrıca birkaç gün kullanılması gereken antibiyotik veya anti-inflamatuar ilaç da reçete edilebilir. Çoğu insan operasyondan 2 ile 5 gün sonra işe dönebilir.
Ameliyattan 2 ile 3 hafta sonra, ekilen saçlar dökülmeye başlar, ancak birkaç ay içinde yeniden büyüme fark edilecektir. Çoğu insan 6 ile 9 ay sonra yeni saç büyümesinin %60'ını görmektedir.
Özel Zen Poliklinik'de uzman hekimlerimiz Safir FUE saç ekimi ile istediğiniz sonuçları almanıza yardımcı olmaktadır
Doğrudan Saç Ekimi olarak da bilinen DHI saç ekimi, devrim niteliğindeki en son saç ekimi tekniğidir. Özel Zen Poliklinik olarak amacımız sade ve basittir; size sağlıklı ve doğal görünen bir saç kazandırmak için saç ekim teknolojisindeki en son yenilikleri uygulamak. En son devrim niteliğindeki DHI saç ekimi tekniği, neşter kullanımını ortadan kaldırır ve tüm işlemler ağrısızdır. İşlem tamamlandıktan sonra, yeni saçlar ömür boyu doğal olarak uzamaya devam eder. Bu yeni ve gelişmiş tekniğin temel amacı, saç foliküllerinin sağkalımını ve büyümesini, ciltten uzak durma sürelerini azaltarak arttırmaktır.
Doğrudan saç ekimiyle (DHI) saç kökleri, ekilmesi gereken alana doğrudan tek tek yerleştirilir. Her saç folikülü, DHI'nin benzersiz araçları sayesinde %100 doğal sonuçlar ve maksimum yoğunluk sağlayan belirli bir yöne, açıya ve derinliğe yerleştirilir. DHI saç ekiminin minimal invaziv prosedürü ağrısızdır ve iyileşme hızlıdır. Saçların uzaması 2 ay içerisinde görülebilir ve saçların tam uzaması 8-9 ayda gerçekleşir. İmplant edilen tüyler bir insanın kullanım ömrü boyunca uzamaya devam eder ve dökülmez.
Doğrudan Saç Ekimi birçok hastaya yarar sağlamıştır; ilk olarak, kendi saçlarınızı ektirdiğiniz için %100 doğal sonuçlar verir. İkincisi, neredeyse ağrısız bir işlem olduğundan kan kaybı çok azdır ve manuel olarak yapıldığından saçın derinliği ve yerleşimi çok daha yoğun bir saç uzamasına neden olabilir. Yine doğrudan saç ekiminde aletler, iğneler vb. tek kullanımlıktır ve yüksek güvenlik sağlar.
Günümüz modern çağında ve hızlı tempolu yaşamda insanlar görünüşleri ve imajları konusunda çok seçici ve bilinçlidir ve eğer kaliteli sonuçlar elde etmek istiyorlarsa, doğal olarak en iyiyi seçmeyi tercih ederler. Bu anlamda DHI Saç Ekimi en gelişmiş yöntemdir.
Yüz tüyleri her zaman bir erkeğin erkekliği ve olgunluğu ile ilişkilendirilmiştir. Kalın sakal ve bıyıklar güçlü bir etki bırakmakla birlikte, bazı erkekler çeşitli sebeplerden ötürü (başta genetik olmak üzere) yüz bölgelerinde yeterli tüye sahip değildir. Fakat teknolojinin gelişmesiyle beraber, genleriniz veya başka bir faktör sizi engellememelidir.
Saç ekimi artık sadece baş için sınırlanmış değildir ve yüz sakal ekimi de erkeklere yardımcı olmak için başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Özel Zen Poliklinik en deneyimli hekimler ile sakal ekimini başarılı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Ancak işleme karar vermeden önce sakal ekimi hakkında bilmeniz gereken birkaç şey var. Bütün bunları bilmek, sakal ekimi hakkında gerçekçi beklentilere sahip olmanıza yardımcı olacaktır.
Sakal ekimi, kafa derisi üzerinde gerçekleştirilen geleneksel saç ekimine çok benzer bir süreçtir. Cerrah, kafa derisinin arka kısmından sağlıklı, dirençli kıl folikülleri toplar, tek tek ayırır ve onları yüzünüzdeki ihtiyaç alanlarına nakleder.
Bir sakal ekimi için adaylığınız öncelikli olarak donör saç tedariğine bağlıdır. Sakal ekimi için yeterli donör saç sağlamanız gerekir. Zaten ciddi bir kellik olan saç dökülmesi hastası iseniz, yüz transplantasyonu için yeterli sağlıklı saçınız olmayabilir.
Transplantasyon için sadece birkaç yüz grefte ihtiyacınız varsa, cerrahınız size en az invaziv olan ve herhangi bir yara izi bırakmadığı için FUE tekniğini seçmenizi tavsiye edecektir. Sakal ekiminde Bu teknikle foliküller tek tek çıkarılarak, ilgili alanda küçük bir iğne ucu kadar açılan alanlara nakledilmektedir.
Saçlı deride yapılan bir saç ekimi gibi, sakal ekimi de iyileşme belirtileri göstermeden önce birkaç ay süren zaman alıcı bir süreçtir. Ekilen sakallar başlangıçta dökülecektir. Yeni büyüme 4 ile 5 ay sonra belirginleşecek ve tam sonuçların görülebilmesi için genellikle bir yıldan fazla zaman gerekecektir.
Saç growth faktör diğer adıyla büyüme faktörü tedavisi olarak karşımıza çıkar. Saçların sağlıklı bir şekilde uzamasına yardımcı olan bu tedavi yöntemi, aynı zamanda saçlarda büyüme ve gelişmeye olumlu etkilerde bulunur. Çok fazla sayıda büyüme faktörü içeren bir kür olan bu tedavi yöntemi, alanında uzman hekimler tarafından uygulamaya alınır. Zayıf saç tellerini güçlendiren bu uygulama, aynı zamanda saç dökülmelerini de önler. Ayrıca sadece saçlarda değil, kaş ve sakallarda da uygulanabilen bir tedavi yöntemidir. Saç Growth Faktör Tedavisi Nasıl Yapılır?
Growth faktör uygulaması hiçbir şekilde yan etkisi bulunmayan bir uygulamadır. İşlemler sırasında hafif denebilecek seviyelerde ağrı hissedilir, ancak lokal anestezi kullanılmaz. Uygulama yaklaşık olarak 15 dakika gibi kısa bir süre içerisinde tamamlanır. Ayrıca seans sayısı genel olarak kişinin saç kalitesine, saç dökülme oranına ve cinsiyetine göre farklılık gösterir.
Saç Growth Faktör Tedavisinin Etkileri Nelerdir?
Saç growth faktör tedavisinin etkileri genel olarak 4. Seans ardından görülmeye başlar. Ayrıca kullanılan saç bakım kürünün başarı oranı yüzde 87 olarak karşımıza çıkar. İstenen sonuçların alınması için tedavinin en az 15 gün aralıklar ile yapılması tavsiye edilir. Tedavi sonrasında ilk sonuçlar ortalama 8 ila 12 hafta arasında ortaya çıkar. Bu süre içerisinde saçlar kalınlaşır ve daha gür çıkmaya başlar. Ayrıca isteğe bağlı olarak iki kür kombine edilerek Growth Faktör saç tedavisinde daha sağlıklı saçlara sahip olmak mümkündür. Hem kadınlar hem de erkekler için uygun olan Growth Faktör tedavisi, zayıf saç tellerine sahip olan ya da dökülme problemi yaşayan herkese rahatlıkla uygulanabilir. Ayrıca saç ekimi yaptıran kişiler de kalın ve gür saç tellerine sahip olmak adına bu tedavi yöntemini deneyebilir.
Mezoterapi, hem erkek hem de kadın tipi kellik tedavisinde kullanılan alternatif bir tedavi yöntemidir. Alopesi hastalarının saç derisindeki büyüme faktörlerini, proteinleri ve vitaminleri düzenler. Terapi şüphesiz hormonal dengeyi yeniden sağlayarak dökülen saçı geri kazanmanın ve DHT hormonlarının etkilerini azaltmanın hızlı bir yoludur.
Mezoterapi, temel besin maddelerini kafa derisinin mesodermine enjekte eden bir enjeksiyon kullanımını içerir. Doktor hastaya enjeksiyonu sadece saç dökülmesinin nedenini teşhis ettikten sonra verir. İşlem, besin maddelerinin kıl folikülleri tarafından emilimini maksimuma çıkarır. Bu emilim, daha fazla büyümeyi tetiklemek için uykuda veya yarı uykuda saç köklerini aktive eder. Saç derisine, saçların sağlığı için çok önemli olan ve keratin üretimini artıran uygun miktarda aminoaside sahip olmasını sağlar. Bu nedenle, saç derisi ve saçla ilgili tüm sorunların hemen hemen hepsinde etkili bir tedavi olarak kabul edilir.
Mezoterapi tedavisini gün geçtikçe daha popüler hale getiren birçok avantaj vardır. Bu avantajlardan bazıları şunlardır:
Teknik güvenlidir.
Alerji ve ilaç etkileşimi gibi yan etkileri en aza indirir.
Anestezi kullanımını içermez.
Hızlı iyileşmeyi sağlar.
Neredeyse ağrısızdır.
Genellikle, tedavi haftada bir kez hastalara uygulanır. Hasta gelişmeleri gözlemlemeye başladığında, tedaviler ayda bir kez ya da daha az sıklıkla verilir. Bu 4 ay süren bir tedavidir. Çoğunlukla, insanlar tedavinin tamamlanmasından sonra sonuçları gözlemler.
Saç mezoterapisi aşağıdakilerden birini sağlayabilir:
Saç büyümesini teşvik ederek daha hacimli saçlara sahip olmanızı sağlar
Aşırı ve hızlı dökülmeyi önler
Folikülleri anajen aşamasına geçmeye teşvik eder
Saçı güçlendirir ve kaybedilen parlaklığı geri kazandırır
Birçok avantajı olan saç mezoterapisi ile sağlıklı saçlara ulaşmaz zor değildir. Deneyimli ellerde tedavi olmak ve merak ettiklerinizi sormak için Özel Zen Poliklinik her zaman yanınızda…